• Bir ülkede toplumsal yapı ile siyasal yapı eylemsellikleri, nitelikleri bakımından, istikrari açıdan örtüşük ya da toplumsal yapı belirleyici değilse, yapılar arası alanda bir ters döngü ve çarpıklık vardır demektir. Bu açıdan ülkemiz çok net bir örnektir. Ülkemizde toplumsal yapı statik, siyasal yapı dinamiktir
Siyasal yapının gündem belirleyici olması ülkenin özgün ve özgür olması açısından çok ama çok problemli bir durumdur. Bu durum siyasal yapının menfi haline tavan yaptırdığı için siyasal yapı bu soruna çözüm bulma konusunda bir hayli özensiz hatta kasti olarak ilgisiz davranmaktadır.
• Siyasetin besi kaynağı uzlaşma değil çatışmadır. Önemli olan çatışmadaki konunuzu ve konumunuzu stratejik olarak iyi ve yerinde belirlemenizdir. Ülkemizdeki bu çatışma kültürünün müspet sonuçlarına ulaşma noktasında karşımıza çıkan en iyi örnek ise Recep Tayyip ERDOĞAN’dır.
• Siyasetin esaslı problemi, siyasetçisi; Siyasetçinin değişkenliğe olan bağlılığı ve bu değişkenliğin baş döndürücü hızı; Bu hızın zamanla hazza dönüşmesi ve siyasetçinin bu bireysel kronikleşmeye yüz tutmuş vakasının, kurumsal olarak siyaset müessesine indirgemesi. Bu hezeyan dolu halin toplumsal olarak içselleştirilmesine çalışılması ve bu çalışkanlığın da ki yüksek performansın diğer olması gerekenlerin enerji ihtiyacını yoğunlaştırılmış vaziyette yok etmesi…
Bu problem bana göre günümüz siyasetin en temel ve en başta çözülmesi gereken sorunu ve sorumluluğu…
Not: Notlara ara ara devam edeceğiz…