Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, havaların soğumasının ve kapalı ortamların yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) bulaşması bakımından çok ciddi risk oluşturduğunu belirterek, “Bu yüzden önümüzdeki günlerde artışı kontrol altına almak için çok daha bilinçli ve tedbirli davranmak zorundayız.” dedi.
– Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander:
– “Sağlık altyapımız güçlü olmasına rağmen vaka artışları devam ederse bizi daha da zorlayacaktır. Genelde aralık, özellikle ocak aylarında acil servisler pik yaşar”
– “Havaların soğuması direnç düşüklüğüne sebep olur ve kapalı ortamlar virüsün bulaşması bakımından çok ciddi risk oluşturuyor. Bu yüzden önümüzdeki günlerde artışı kontrol altına almak için çok daha bilinçli ve tedbirli davranmak zorundayız”
– Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Usta:
– “Virüsten korunmak için her gıdayı aşırıya kaçmadan ölçülü ve dengeli şekilde normal oranlarda tüketmek gerekiyor. Hem psikolojik olarak hem de bağışıklığı artırmak için yürüyüş yapmayı mutlaka alışkanlık haline getirmeliyiz”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi de olan Cander, yaptığı açıklamada, salgının başladığı ilk aylarda alınan tedbirler ve sağlık altyapısının gücüyle başarılı bir dönem geçirildiğini ifade etti.
Türkiye’nin sağlık sisteminin bu testi başarıyla geçtiğini vurgulayan Cander, toplumun sürece uyumuyla vaka ve vefat sayılarının da oldukça düştüğünü söyledi.
Ancak normalleşme döneminin beklenilen şekilde başarıya ulaşmadığına değinen Cander, zor olanın, normalleşme döneminde sayıları kontrol altında tutmak olduğunu kaydetti.
Yaz aylarında insanlarının hayat tarzlarında çok değişikliğe gitmediğini, yüzde 60-70 oranında normal yaşantıya devam ettiğini anlatan Cander, bu nedenle eylüle istenilen rakamlarla girilemediğini bildirdi.
Cander, özellikle Anadolu’dan İstanbul’a ve diğer büyük şehirlere dönüşlerin vaka sayısında artışlara neden olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bunun üzerine bir de mevsimsel değişiklikler nedeniyle açık ortamların kapalı ortamlara dönüşmesiyle artış trendi bizi bugünlere getirdi. Bu yüzden kısıtlama tedbirleri başladı. Bunların etkileri ölçümlenerek yeni tedbirler konusunda adımlar atılacaktır. Sağlık altyapımız güçlü olmasına rağmen vaka artışları devam ederse bizi daha da zorlayacaktır. Genelde aralık özellikle ocak aylarında acil servisler pik yaşar. Havaların soğuması direnç düşüklüğüne sebep olur ve kapalı ortamlar virüsün bulaşması bakımından çok ciddi risk oluşturuyor. Bu yüzden önümüzdeki günlerde artışı kontrol altına almak için çok daha bilinçli ve tedbirli davranmak zorundayız.”
Vaka sayıları arttıkça ağır hastaların da arttığına değinen Cander, yoğun bakım doluluk oranlarının nisan ve mayısı geçtiğini kaydetti.
Cander, yoğun bakım yatış ve doluluk oranının artmasının bu pikin büyüklüğünün göstergesi olduğunu bildirdi.
Acil servislerin, kritik hastaların başvuru yeri ve sistemin en önemli merkezlerinden olduğunu anlatan Cander, “Hastanın yoğun bakıma nakline kadar geçen süre çok önemli. Bu sürenin uzaması sistemin işleyişinde önemli bir nokta. Acil serviste yoğun bakım gerektiren hastalar için kritik bakım gücünün artırılması ve kritik bakım ünitelerinin geliştirilmesi gerekli.” ifadelerini kullandı.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Usta da virüse karşı her zaman dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Hastalığı atlatanların da tedbiri elden bırakmaması gerektiğini kaydeden Usta, virüslere karşı vücut direncini artırmanın önemine işaret etti.
Hastalığı atlatan ve hiç yakalanmamışlar için yeterli düzeyde güneş ışığı alıp D ve C vitamini içeren gıdalar tüketmesini önerdiklerini vurgulayan Usta, şöyle devam etti:
“Virüsten korunmak için her gıdayı aşırıya kaçmadan ölçülü ve dengeli şekilde normal oranlarda tüketmek gerekiyor. Hem psikolojik olarak hem de bağışıklığı artırmak için yürüyüş yapmayı mutlaka alışkanlık haline getirmeliyiz. Cep telefonumuzda en az 3 pazarcının numarası kayıtlı değilse sağlıklı beslenmiyoruz demektir. Sağlıklı beslenme için aşçılık okullarının sayısı artırılmalı. Sağlıklı beslenme aşçıların elinde. Sağlığın mimarı, doktorlar kadar bilinçli aşçılardır da. Kimyasalla üretim yapan çiftçiler toplumsal virüslerdir. Onlarla da mücadele edilmeli.”
