İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, TBMM düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Türkkan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Genel Kurul’un dün öğle saatlerinden beri devam eden mesaisine değinerek, Türkiye’yi demokratik sistemden biraz daha uzaklaştıracak, otokratik sistemle yönetilen ülkeler arasına biraz daha yaklaştıracak yasanın çıkarıldığını öne sürdü.
Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren “torba kanun” teklifinin içinde toplumun faydasına olan bazı düzenlemelerle beraber OHAL’in bir yıl daha uzatıldığını söyleyen Türkkan, “Memura, imama, polise, sağlık çalışanına, öğretmene söz verdiğimiz 3600 ek gösterge keşke olsaydı. Seçime giderken AK Parti, biz söz verdik. Böyle bir yasa için çalışsaydık tatlı bir yorgunlukla bayrama girecektik.” diye konuştu.
Türkkan, bir yıl içinde erken seçimin sürpriz olmayacağını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’lilere hitaplarından erken seçim sinyali aldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Düşmanlarımızla barışmayı, yeni ittifak kurmayı becerebilen bir milletiz” dediğini dile getiren Türkkan, “İki düşman var; biri FETÖ, biri PKK. Hangisiyle anlaşacaklarını, hangisiyle barışacaklarını göreceğiz. İstedikleri ittifakı yapsınlar, seçim kanununu istedikleri kadar değiştirsinler, Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı olmayacak, bir daha AK Parti iktidar olmayacak.” görüşünü savundu.
TBMM’nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra 80 kanun çıkardığını kaydeden Türkkan, bunların da genellikle becerilemeyen işlerin düzeltilmesi şeklinde olduğunu öne sürdü. Lütfü Türkkan, şunları söyledi:
“Eğer bir parlamento 80 kanun çıkarıp, Cumhurbaşkanı Erdoğan 80 kanun hükmünde kararname yayımladıysa bu parlamentonun artık hiçbir hükmü kalmamıştır. Parlamento başka bir odak merkezine yönelmiştir. Parlamento akamete uğramıştır. Parlamento işlevsizleşmiştir. ‘Parlamento çalışıyor’ demek mümkün değil. Torba kanun teklifleri çorba kanun olarak geliyor. Parlamento sarayın verdiği hükümleri onaylayan makam haline geldi.
Geçtiğimiz yasama döneminde çıkardığımız hiçbir kanunun bu milletin hiçbir meselesini çözmediğini gördük. Sanki sıkıntılarını anlattığımız vatandaşlar Zimbabwe’den geldiler. Bunların hiçbirinin bu sıkıntılardan haberi yok. Örtülü ödenekteki harcamalar her yıl yüzde 100’den fazla artıyor, millete gelince ‘Porsiyonunuzu küçültün’, emekliye gelince ‘Sen 1000 liraya geçin’, öğrenciye gelince ‘Kredi Yurtlar Kurumuna borcunu öde’. Türkiye’nin meseleleriyle sarayın meseleleri birbiriyle hiç bağdaşmıyor.”
