enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5529
EURO
34,6877
ALTIN
2.416,97
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
22°C
Kocaeli
22°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
28°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
26°C
Perşembe Az Bulutlu
23°C
Cuma Açık
21°C

I.Türk Kağanlığı (GÖK-TÜRKLER) (II.Bölüm)

29.08.2020
A+
A-

AN-LOTA-LO-PİEN (A-po) VE ŞHE-T’U (İşbara) ARASINDA TAHT KAVGALARI
İSTEMİ YABGU (552576Batı GökTürkler

TASPAR KAĞAN (572581)
Mukan’ın vasiyeti sebebiyle yerine oğlu Ta-lo-pien değil, kardeşi Taspar geçti. Taht değişikliğini duyan iki Çin Devleti yine birbirleriyle yarışırcasına yeni Kağan ile dostluk kurmaya çalıştılar. İki devletin birden önemli miktarda ipek ve değerli hediyeler göndermesi üzerine, Taspar Kağan, tıpkı ağabeyi Mukan gibi durumu kendi devletinin lehine kullandı. Onların tamamen kendisine tabi olduklarını düşündüğü için “ .. Benim güneydeki iki vefakar oğlum sebepsiz yere niye kavga ediyorlar” demiştir. Bu iki devlet, GökTürklerden korkularından o kadar çok masraf ettiler ki; WHTK’nun ifadesi ile hazinelerini boşaltmışlar ve fakirleşmişlerdi.
Taspar Kağan’ın önemli icraatlarından biri, sınırları çok genişleyen ve birbirinden çok farklı halklara hükmeden GökTürk Devletinde yeni bir idarî teşkilatlanma başlatmasıdır. Ağabeyi Kara Kağan’ın oğlu Shetu’ya Erfu Kağan unvanı vererek doğu tarafına, kardeşi Ju-tan’ın oğlu Börü (Pu-li)’yi batıya Kağan tayin etti. Bunların unvanı “Küçük Kağan” idi ve Kağanlar Kağanı Taspar’a bağlıydılar. Amcası İstemi Yabgu ise 552 yılından beri Tanrı Dağlarının kuzeyindeki AkTağ’da oturarak, devletin batısını idare ediyordu.
Kuzey Çin’de Chou ve Ch’i Devletleri arasındaki mücadelede, Mukan’ın aksine o Ch’i lere meyletti. Bundaki asıl amaç, GökTürk desteğiyle Chou’nun fazla güçlenmesidir. Ancak bu ilişkide büyük bir hata yaparak Budizmin ülkesine girişine izin verdi. Bir yağma sırasında yakalanarak Ötüken’e getirilen Budist bir rahibin (Sha-men) etkisiyle Ch’i’lere hayranlık duydu. Budist kitaplarını getirtti ve bir Budist pagodası (chia-lan) inşa ettirdi (574). Ayrıca 574584 arasında Hintli bir Budist Rahip Gök-Türkler arasında kalarak Budizmi yaymaya çalıştı. Bu sırada Choular saldırıya geçerek Ch’i Devletini yıkıp topraklarını tamamen ele geçirdiler.
Ch’i Devletinin prensi Kao Chao-i, kaçıp GökTürklere sığındı. Taspar kendisine ordu vererek mücadeleye devam etmesini tavsiye etti. Bu prens kendini İmparator ilan ederek aldığı destekle harekete geçti. GökTürk ordusu 578 yazında Chou bölgesine girdi. Önlerine çıkan ilk orduyu bozguna uğratıp komutanını (Liu Hsiung) öldürerek ilerlemeye devam etti. Chou’ların Çin Seddinde yaptıkları tamir vb önlemler ve hazırladıkları 5 ayrı ordu hiçbir işe yaramadı. Mukan Kağan’ın kızı olan A-shih-na Prenses, 572 yılında Chou Sarayında iyice gözden düşmüştü. Alelacele imparatorun saygı değer annesi ilan edilerek Türk olmasından faydalanmak istediler. Yine de Ch’i Devletini ayağa kaldırma girişimleri başarılı olmadı. Taspar Kağan ise 578 yılı sonunda (11.ay) Chou topraklarına girip çok büyük bir yağma akını yaparak geri döndü. Barış girişimleri başarılı olmayınca Gök-Türk akınları devam etti. Telaşlanan Chou imparatoru, Shan-tung’un bütün halkını Çin Seddinin tamirinde görevlendirdi (579).
Taspar Kağan 581 yazında hastalanarak yıl sonunda öldü.

AN-LO, TA-LO-PİEN (A-po) ve ŞHE-T’U (İşbara) ARASINDA TAHT KAVGALARI
Taspar hastalandığında oğlu An-lo’ya; “Ağabeyim Mukan, kendisinden sonra oğlunun değil, kardeşi olan benim tahta çıkmamı vasiyet etti. Ona vefa borcu olarak, ben ölünce yerime Mukan’ın oğlu Ta-lo-pien geçsin isterim…” dedi. Oysa, Mukan bile kendi oğlunu “annesi Türk olmadığı için” veliaht yapmamıştı. Taspar ölünce (581) adamları vasiyeti gereğince  Ta-lo-pien’i kağan ilan etmek istediler. Ancak, halk töreye aykırı bularak bunu kabullenmedi. Düzenlenen toydan da genel kanaat anne-babadan Türk olan Taspar’ın oğlu An-lo’nun Kağan olması yönünde olsa da kesin sonuç çıkmadı. Kara Kagan’nın oğlu She-t’u devlet meclisine gelerek, “Eğer Taspar’ın oğlu An-lo tahta geçerse, kendisine itaat ederim. Ama Mukan’ın oğlu Ta-lo-pien geçerse devleti korumak gerek. O zaman uzun mızrağım ve keskin bıçağım ile sınırlarda beklerim…” diyerek Ta-lo-pien’in Kağanlığa layık olmadığının altını çizdi. She-t’u kuvveti, cesareti ve kahramanlıklarıyla kendini kabul ettirmiş bir tigin olduğundan sözleri devlet adamları üzerinde etkili olmuş ve kendisine karşı çıkmaya kimse cesaret edememişti.
An-lo Kağan seçilerek tahta çıkmış ancak Ta-lo-pien kendisine itaat etmemiş, aralarında sürtüşmeler ve karşılıklı tehdit ve hakaretler devam etmişti. Toy yeniden toplanarak dört kağan oğlundan en bilge, en cesur ve en kuvvetli olanı She-t’u Kağan olarak tahta davet edildi.
She-t’uİl Küllüg Şad Bağa İşbara Kağan unvanıyla tahta çıktı. Çin kaynakları onu daha çok diğer unvanı Sha-po-lio olarak kaydetmiştir. An-loİşbara’yı Kağan olarak tanıyıp kuzeyde ona bağlı küçük kağan oldu. Ancak Ta-lo-pien yine taht iddiasından vazgeçmedi. Kendine A-po unvanı alarak merkeze tepkili olduğunu açıkça belli ediyordu. Hemen arkasından müttefik bulma umuduyla (582 yılı ekim ayı) Çin’e elçi gönderdi. Batı GökTürkleri otuz yıldır merkezden hiç ayrılmamışken, taht kavgalarının yaşandığı bu dönemde, başlarındaki Tardu ile İşbara’nın arasının açık olduğunu görüyoruz.
GökTürkler bu karışıklıkları yaşarken Çin’de Yang Chien üç yüz elli yıl sonra bütün Çin’i birleştirerek Sui hanedanlığını kurmuştur (589).

1. TÜRK KAĞANLIĞININ BATISI ve İSTEMİ YABGU (552-576) 
Bumin (Tu’men) 552 yılında devleti kurunca batı topraklarının idaresini kardeşi İstemi’ye verdi. İstemi 552576 yılları arasında “Yabgu” unvanıyla Doğu Türkistan Hami şehrinden, Karadeniz’e kadar bölgeden sorumluydu. Ağabeyi Bumin doğuda, İstemi Yabgu, batıda fetih hareketleriyle uğraştılar.
İstemi ilk olarak Altay Dağlarının batısından Hazar Denizine kadar uzanan geniş sahada dağınık olarak yaşayan Töles ve On Ogur boylarını itaat altına aldı. Soğdluların ikamet ettiği ve hem ziraat hem de ticaretle uğraştıkları Batı Türkistan şehirlerini ele geçirdi. Bu şekilde Çin’den Akdeniz’e giden İpek Yolunun büyük bölümünü kontrol altına aldı. Sınırların böyle değişmesi, GökTürkleri başka bir Türk Devleti olan Ak-Hunlar (Eftalitler) ile komşu yapınca iki devlet arasında hakimiyet mücadelesi başladı. 555556 yılında İstemi’nin akınları sebebiyle Ak-HunlarÇin Wei Devletiyle müttefiklik kurmaya çalıştılar. İstemi ise kızını Sasanî Şehinşahı Anuşirvan’a vererek evlilik ittifakı kurdu (Bu Türk Prensesi Taberî ve Mesudî gibi islam kaynaklarında “Fâkim” olarak anılır ve Sasanî imparatoriçesi olmuştur). 557 yılında Gök-Türk orduları kuzey doğudan, Sasanî kuvvetleri batıdan saldırınca Akhun Devleti yıkılarak tarih sahnesinden çekildi. Toprakları müttefikler arasında bölüşüldü. Böylece Batı Gök-Türkler bölgenin iki önemli gücü Sasani ve Doğu Roma ile sınır komşusu oldu.
Gök-Türkler siyasi ve askeri güç anlamında bölgeye ağırlıklarını koyunca Sasanî hükümdarı Anuşirvan, onlara vergi vermek zorunda kalmış ve ipek yolunun önemli kısmını kaybetmişti. Bu sebeple politikasını değiştirerek ülkesinden Akdeniz ve Doğu Roma limanlarına geçen ipek ticaretini yasakladı. Gök-Türk elçilerini zehirleterek öldürtüp, İstemi’ye İran iklimine dayanamadılar dedi. Durumu anlayan İstemi, Soğd’lu tüccar Maniakh’ın önerisiyle, Sasanilerin düşmanı Doğu Roma İmparatoru II.Justinos’a elçilik heyeti gönderdi. Soğdlu Maniakh’ın başkanlık ettiği bu heyet, İstemi’nin Türkçe (İskitçe) mektubuyla Kafkaslar üzerinden İstanbul’a gittiler (567). İmparator bu ziyarete çok sevinmiş ve heyete çok itibar göstermiştir. Hemen arkasından 569 yılı Ağustos ayında Zemerkos (Zemarkhos) başkanlığındaki Doğu Roma elçilik heyeti, Tanrı Dağları silsilesindeki Ak-dağ (Altın Dağ)’da İstemi Yabgu’yu ziyaret ederek Sasaniye karşı sağlam bir müttefiklik anlaşması yapıldı. Zemerkos’un bu ziyaretteki hatıraları Gök-Türkler hakkında çok önemli bilgiler edinmemizi sağladı.
İstemi’nin bu isabetli taktiği sonucunda Doğu Roma (Bizans) – Sasani çarpışmaları başladı (571). Gök-Türkler ise Kafkas kuzeyi Kuban Irmağı havzasından ilerleyerek Azerbaycan böjlgesini ele geçirdiler. Ancak, Doğu Romanın anlaşmaya sadık kalmayarak, batı sınırlarını güvene almak için GökTürklerden kaçan Avarlar ile anlaşma yapması üzerine Gök-Türkler ilerlemeyi durdurdu.
576 yılında İstemi hayatını kaybetti. Aynı yıl İmparator II. Tiberius tarafından gönderilen Valentinos başkanlığındaki elçilik heyetinin amacı müttefiklik anlaşmasını yenilemekti. Elçilik heyeti, kendilerini Aral Gölü civarında karşılayan İsteminin oğlu Türk-Şad (Turksanthos)’a aşırı nezaket gösterse de Romalıların yalancılığı, bir ağızda on dille konuştukları ve anlaşmaya ihanet ederek düşmanları olan Avarlar ile anlaşma yaptıkları gibi konularda Türk Şad’dan diplomatik bir azar işiten elçilik, Ak-Dağ’da İstemi’nin yerine geçen büyük oğlu Tardu ile görüştüler ve Yuğ (Yas) törenine katıldılar.
Ziyaretin hemen arkasından Kırım-Kerç kalesi, TürkŞad’ın komutanlarından Bukan (Bukhanus) tarafından ele geçirildi. Burası GökTürklerin batıda ulaştığı en son noktadır.

 

KAYNAKLAR : 

TAŞAĞIL, A, (2004), Gök-Türkler I-II-II, TTK, S.301-363, Ankara 
ROUX, J.P, (2015) Türklerin Tarihi (Historie des Turks), Kabalcı Yayınevi, İstanbul
Belleten, (1993), S. 77-81, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 
KAFESOĞLU, İ, (1977), Türk Millı̂ Kültürü, S.27, Ayyıldız Matbaası, Ankara
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.