1912 Kızılay Başkanı Hüseyin Hilmi Paşa’nın Hint Müslümanlarına telgrafı “ Yaralı askerlerimiz için savaş alanlarında acilen hastaneler kurulması gerekmektedir.”
İttihatçıların birlikte Sultan Abdülhamidin sarayını işgal ettikleri Bulgar, Sırp, Karadağ ve Yunan çeteleri bu sefer sarayla yetinmiyorlar ve ülkenin tamamını işgal etme kararı alıyorlar.
Şimdi ülkemiz deki göçmenlere saldıran bir kısım kendini bilmezin dedelerini, bu zulümden kurtarmak için Mısır Hidivi şahsı yatını gönderiyor, Afganistan, Hindistan Müslümanları ayağa kalkıyorlar, Fakir- Fukara insanlar, Balkan Muhacirlerine yardım etmek için çocuklarını satılığa çıkarmışlar. Genç kızlar çeyizlerini satmışlar, öğrenciler öğlen yemeklerinden vazgeçmişler. Balkanlar da ki zulmü duymuşlar ve bu zulmü engellemek için mitingler yapmışlar, paralar toplamışlar, Halifeyi kurtarmak için de Hilafet teşkilatı kurmuşlar. Edirne’nin ve İstanbul’un Türkler de kalması için İngilizlere baskı yapmışlar, İngilizleri isyanla tehdit etmişler. Gönderdikleri paralarla ülkemiz de bankalar, hastaneler açılmıştır, köyler kurulmuştur.
Libya direnişinde Hintli, Mısırlı ve diğer Halkı Müslüman olan ülkeler de Libya halkı için yardım sandıkları kurulur. Bu sandıkların en büyükleri Hint Müslümanları tarafından kurulur.
Muhammed Ali ve Şefik Ali Kardeşler, Dr. Muhammed Ensari, Ebulkelam Azad, Şibli Numanı, Abdulbari, Muhammed İkbal, Ali Han ve birçok İslam Âlimi Libya ve Balkanlar konusunda yardım sandıkları kurulmasına öncülük ederler. Zekatların Osmanlıya gönderilmesi yönünde fetva verirler, İngiltere’yi tehdit eden mitingler yaparlar ve dünya kamuoyunu etkileyecek eylemler yapar, yazılar yazarlar.
Dr. Muhtar Ahmet Ensari kısa bir sürede 24 kişilik bir sağlık ekibiyle 15 Aralık 1912’de Hindistan’dan hareket eder ve savaş alanına sahra hastanesini kurar. Ayrıca, İngiltere de yaşayan Hintliler de, Ağa hanının yardımıyla bir ekip kurarlar ve sahra hastanelerini açarlar. Hindistan Hilâl-i Ahmet Cemiyeti de, savaşta yaralanan askerlerle göçmenleri tedavi etmek üzere İstanbul ve Çatalca’da 100’er yataklı birkaç seyyar hastane kurmuştur. Çok sayıda doktor, eczacı, hemşire ve hasta bakıcı getirmiştir.
Burada birçok insanın hayatını kurtarırlar, acil ameliyatlar yaparlar. Muhacirlerin yaşlılarına ve çocuklarına kol-kanat gererler. Ateş kes sağlandıktan sonra da, muhacirleri Anadolu’nun çeşitli yerlerinde istihdam etmek için köyler kurarlar. Bu muhacerat süresince Hint Müslümanlarından paralar toplarlar ve Türkiye ye ulaştırırlar. İşte bu işin öncülüğünü yapan adam Dr. Muhtar Ahmet Ensaridir.
Dr. Muhtar Ahmet Ensârî, 6 ay süreyle cephe ve cephe gerisinde yaralanan Türk askerlerinin tedavisi için büyük bir gayretle çalışmıştır.
Ensari ve Ekibi sadece maddi yardımla yetinmezler. İngiltere ye baskı yaparak Trakya daki topraklarımız üzerindeki Balkan ülkelerinin taleplerine karşı çıkmasını isterler. Hem siyasî destek vermişlerdir, hem de Osmanlı Hükümeti’ni teslimiyetçi davranmaması için açık bir şekilde uyarmışlar ve desteklemişlerdir.
Savaşın ağır yükü altında ezilen Osmanlı Devleti’ne, bu savaş boyunca ülke dışından en ciddi siyasî destek, maddî ve manevî yardım Hindistan Müslümanlarından gelmiştir. Nitekim 1913 yılına kadar yurtdışından gönderilen maddi yardımların hemen hemen yarısını Hindistan Müslümanları temin etmiştir.Yazımızın ikinci kısmında da Kurulan köyler toplanan paralar ve yapılan mitingler hakkında bilgiler vereceğiz.
