enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
27°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

Erbakan, Anadolu Tüccarını Cihada Davet Ediyor

A+
A-

ERBAKAN, ANADOLU TÜCCARINI CİHADA DAVET EDİYOR

Sadun Tanju
Cumhuriyet Gazetesi, 25- 30 Eylül 1969

Aleyküm Selam ve Rahmetullah!
Selamınızı böyle alıyor sağın yeni adamı, tıpkı bir müftü efendi gibi. Zaten her haliyle bir din adamına benziyor. Hafız Nusret Yeşilçay’ın daha göbeksizi, daha yakışıklısı, “ iyisiniz ya İnşallah?” diye hal-hatır soruyor; “ siz nasılsınız denince de:
-Allah’ın lütfu ihsanıyla iyiyiz Elhamdülillah! Üslubunda cevap veriyor.
Ama aldanmayın bu görünüşe siz. Karşımızda demokratik hayata geçtiğimiz son 24-25 yıldır örneklerine göre göre bıktığınız cinci hocalardan biri bulunmuyor. Gerçi ona da etrafındakiler “hocam “ diye hitap ediyorlar; seçim bürosunda sağa sola telefon edilirken “ hocanın pusulaları basıldı mı”?, “ hocanın ricası , hoca bugün filanca yerde konuşacak” gibi laflar ediliyor; içeri girince ayağa kalkılıyor; tanıştırılınca eline varılıyor., karşılıklı avuçlar göğüslere bastırılıyor, ama bu hoca başka hoca, Yüksek makine hocası. Bir gemi bilmem ne kadar süratle giderken meydana getirdiği dalgaların hesabı nedir? Onu biliyor.

-Peki, seçilme şansınız ne olabilir? diye sordum, onu da hesap etmiş: İnşallah halktan gördüğümüz tasvip, bugün olduğu gibi seçim günü de lehimize tecelli edecektir. Bizim bugünkü sayu gayretimiz halkın en büyük desteğine mazhar olarak, büyük bir rey fazlalığıyla Meclise gidebilmek içindir. Allah bu lütfunu da esirgemeyecek İnşallah!
Umutsuz bir Başlangıç:
Siyasi hayatımızın son yıllarında “nalınlılar “ diye bir tip yönetici- politikacı sahnede görünmeye başladı. Kalkınma edebiyatını bolca yapmaya başladığımız, “ hızlık kalkınma “ hararetiyle yanıp kavrulduğumuz bir dönemde bu “nalınlılar demokrasimizin üzerinde tıkır tıkır gezinmeye koyuldular. Edindiğim bilgilere, yazılıp çizilenlere göre, Prof. Necmeddin Erbakan’da onlardan biriydi.

Softanın softası, örümcek kafalı biri. Son birkaç yıldır devlet dairelerine ve üst makamlarını sarmaya başlayan din hünerbazı kişilerden söz edilince, akla ilk gelen isimlerden biri “ Necmettin Erbakan” oluyor. Üstelik buna son Odalar birliği olayı da tuz biber ekmiştir. Kamuoyu, işte gördünüz mü demişti. Demirel gibi bir sağ politikacı bile sonunda bu nalınlılara tahammül edemez hale geldi, azdı adamlar!
Konya ya giderken “nalınlıların” en sivri kişiyle gerekli teması kurup kuramayacağımı bilemiyordum. Adam Demirel’in aforoz ettiği bir sağcı idi. Yine gazete haberlerinden öğreniyordum ki Konya da etrafını İmam- Hatipliler, İslam Enstitüsü talebeleri, hocalar, müftüler ve gerici gazete okuyucuları sarmış. Doğrusu, Mevlana caddesinde eski Müftülük binasına kurulmuş “karargâhı gördüğüm zaman da ümidim azaldı. “Hoca’nın sekreterliğini yapan Ali Fuat isimli genç daha telefonda konuşurken:
-Sizler ne zamandan beri gericilerle böyle yakından ilgilenmeye başladınız?
Şaka yollu tarizde bulununca, tamam dedim bunlar benimle görüşmezler!
Fakat görüştük. Günlerce, eski müftülük binasının yağlı masalı, tahta iskemleli boş odalarında sabırla beklemesini bildim. Girip çıkanların, iş görenlerin şüpheli bakışları, fiskosları karşısında yılmadım. Hoca her defasında beni gördükçe:
-iyisin ya inşallah, Konya da güzel vaki geçiriyorsunuz ya inşallah! Diyordu, fakat bir türlü görüşmemiz için bir zaman bulamıyordu. Bu nazlanmalar fenada olmadı. Hocayı tutan AP liler le diğer partililerle görüşmeler yaptım. Hocanın kenar mahallelerdeki toplantılarına gittim Bol vaktim vardı, bir çok kimseyle temas etmeme ve pek çok bilgi toplamama yaradı.

Bütün bunlardan sonra da Prof. Erbakan’la baş başa uzun bir görüşme yaptık.
Nihayet Görüşüyoruz:

-Sizi birçok yerde dinledim dedim

konuşmalarımı beğendiniz ya inşallah

-Benim anladığıma göre, siz bu gidişi beğenmiyorsunuz, kurulu düzenin süratle değişmesini istiyorsunuz.

Eğer buna düzen denirse, Düzen yok ki ortada!

Tamam. Yani siz yeni bir düzen kurulsun diyorsunuz. Sol muhalefette söylüyor bunları.

Teşhiste birleşiyoruz.

-sola hak veriyorsunuz demek?

Teşhiste birleşmek yetmez. Hastalığı onlar da bulmuş, biz de söylüyoruz. Fakat tedavide ayrılıyoruz.

-İlginç bir şey bu söylediğiniz. Teşhiste olsun birleşmek, ekonomik ve sosyal yapıdaki kangreni birlikte söylemek sağ için yeni tutum.

Hakkın var. Sağ uzun zaman bocaladı, metafizik meseleler üzerinde tartıştı durdu. Oysa meselemiz, hayata ait bir meseledir, dolayısıyla elbette ekonomiktir.

– Tedavide ayrılıyoruz demiştiniz ne gibi?

Her şeyden önce biz mülkiyeti kabul ediyoruz. Mülkiyet hakkına saygımız var.

-Ama ben dün gece sizi Aslanlı kışla yakınlarındaki kahvede dinledim. Haksız mülkiyet karış ateş püskürüyordunuz.

Elbette bütün mefhumları yerli yerine oturtmak lazım hırsızlık yoluyla, haksızlık yoluyla mülkiyet meşruiyet kazanmaz.

-Hırsızlığı ve haksızlığı önleye bilecek misiniz?

Hiç şüpheniz olmasın

-Nasıl ama?

Mesela söyleyeyim, milli sanayi kurularak kendi sermaye ve iş
Gücümüzü seferber ederek.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.