enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4088
EURO
34,8461
ALTIN
2.433,50
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
17°C
Kocaeli
17°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C

Dünya’nın Anahtarı Kudüs

Dünya’nın Anahtarı Kudüs
23.10.2023
A+
A-

Kudüs meselesi son zamanlarda fazlaca gündemimizde yer alıyor. Sosyal medyaya, televizyon kanallarına düşen görüntüler, yaşanan olaylar insanın sözünün bittiği yer oluyor, ancak hala daha söz söylemeye bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bazı şeylerin farkına yeni varıyoruz belki, fakat unutmayalım ki bu zulüm 75 yıldır devam ediyor.

Kudüs için verilen tepkiler uyuyan ümmetin ve uyuyan insanlığın uyanış sesleri olduğunu gösteriyor. Biz bu derin uykumuzda iken bir topluluk sırf kendi ırklarını üstün gördüğünden dolayı yüzyıllardır evlerinde, topraklarında yaşayan insanları buralardan kovup kendileri yerleşiyorlar, yani gasp ediyorlar. Ülkedeki milyonlarca insanı küçücük bir yere hapsedip etrafını ‘utanç duvarı’ diye adlandırdığımız yüksek duvarlarla örüyorlar ki kimse oradan çıkamasın. Onlara ne İsrail vatandaşlığı veriliyor, ne de Filistin vatandaşı olarak kabul ediyor. Çünkü Filistin Devleti yok sayıldığı için onları görmezden geliyorlar, onları yok hükmünde sayıyorlar. Düşünün ki ülkem dediğiniz yerde yaşıyorsunuz ancak hiçbir ihtiyacınızı istediğiniz gibi karşılayamıyorsunuz. Keyfi ihtiyaçları geçecek olursak sağlık, eğitim, can ve mal güvenliği gibi temel ihtiyaçları bile karşılayamıyorsunuz. Karşılamak isterseniz de izin almanız gerekiyor, izin alırken ise belli bir prosedür de değil de karşınızdaki kişinin o anki ruh hali ve keyfine göre hareket ediyorsunuz.

Yaşanan sıkıntıların hepsini yazmaya kalksak sayfalarca yazı ortaya çıkar. Şunun farkına varalım ki son zamanlarda gördüğümüz görüntüleri ve okuduğumuz haberleri bizim içimiz kaldırmazken, kalbimizi yakarken bu insanlar 75 yıldır bu zulme direniyorlar. Bu görüntüler şuan gündeme düşse de Gazze senelerdir bombalanıyor, senelerdir onlara ambargo uygulanıyor.

Gündem de olan bir söz de Filistinlilerin toprak satma meselesi. Bir adam çıkmış tabi ki sattılar inanmayan cahildirgibi sözler söylüyor. Ya bu adam okuduklarını algılamakta sıkıntı çekiyor, ya da cahil olan kendisi ki hiç okumamış. Hadi kaynak okuyup delil göstermeyi bir kenara bırakalım mantık yürütecek olursak, Filistinliler 75 yıldır bu eziyete göğüs gerip direnmez toprağını satar çoluğunu çocuğunu alır gider başka ülkede yaşardılar. İşleri çoluk çocuğunun parçalarını toplayacak kadar zor duruma sokmadan istediği yerde huzurla yaşamaya giderdi. Geride kalan da satacak toprağı olmayan bir avuç fakir insan olurdu.

Bizler derin uykumuzda iken onlar direndiler, mücadele ettiler, topraklarını bırakmadılar. Kendilerinden gasp edilen yerleri geri alacakları günü beklediler. Bizlerin uyuduğumuzun kanıtı olarak da şu olayı gösterebiliriz;

21 Ağustos 1969 yılında Denis Ruhan isimli bir Yahudi tarafından Mescid-i Aksa kundaklanır. Bu olayda birçok tarihi eserin yanın da fethin nişanesi olan, Nurettin Zengi tarafından kündekâri sanatı ile yapılan ve Selahattin Eyyubi’nin Kıble camine koyduğu minberde tamamen yanar. Bu olaydan sonra dönemin İsrail Başbakanı şu sözleri söyler; “O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannettim ki, Müslümanlar dört taraftan İsrail’e girecekler. Ama korkulan olmadı. O zaman idrak ettim ki: Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmettir.”

Filistin meselesi ne Arapların meselesi ne de siyasi bir meseledir. Ben Müslümanım diyen, ben Hz. Muhammed(s.a.v)’in ümmetiyim diyen herkesin meselesidir. Bunun farkına varmış olsaydık bugün boy boy gezen boykot afişlerindeki markaları senelerdir kullanmamamız, İsrail’i bu kadar güçlendirmememiz gerekirdi. Biz uykumuzda iken o bizim sayemiz de güçlendi, onun bu gücüne direnen de Filistin halkıydı.

Şimdi biz uykumuzdan uyanıyoruz ve geciktiğimiz birliği sağlayıp, geciktiğimiz boykotu yapıp, geciktiğimiz direnci gösteriyoruz. Hangi olay olursa olsun bir yerde suçlu aranacaksa kişi kendinden başlamalı işe, biz nerde yanlış yaptık, biz nerde hata yaptık. Bunun cevabını bulduğumuz zaman karşı tarafı da eleştirebiliriz.

Bunların yanında toprak satan Filistinlilerde illa ki olmuştur. Ama her sepette çürük elmalar çıkar, çürüklükleri ile de kendilerini tüketip giderler. Eminim ki böylelerinin aldıkları para ne kendilerine ne de çoluk çocuğuna hayır getirmemiştir.

Yazımızı Nurullah Gencin ‘Uyan Artık Yiğidim’ şiiri ile sonlandıralım;

Mahzenlerde beklemek ziyan artık, yiğidim

Fecr-i sâdık vaktidir; uyan artık yiğidim

Ateşlere girsen de, dayan artık yiğidim

Hakikate dönüyor rüyan artık, yiğidim

Zalimler için karar verildi; infaz kaldı

Ufka bir bak ilerle, inkılâba az kaldı..

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.