enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4281
EURO
34,8195
ALTIN
2.430,39
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
17°C
Kocaeli
17°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C

Darbe ile Devrim Arasında Kimliksiz Türk Solu….

29.08.2020
A+
A-

Dünya büyük bir felaket yaşıyor, ülkemiz ise büyük bir başarı öyküsü yazıyor ve bizler bunun tadını çıkaramıyoruz. Ülkemizin dünyada örnek olarak gösterildiği bir süreçte, bu onuru yazmak ve tatmak varken, içimizdeki iflah olmaz bir kesimin hezeyanlarına tepki vermek zorunda kalıyoruz.

 

Demokrasinin içselleştirilmesi için onca mücadele verilmişken, günümüzde bile darbeyi konuşuyor ve tartışıyor olmaktan utanmamız gerekiyor.

 

İnsan hakları ve demokrasi bağlamında büyük ilerleme kaydedilmiş olmakla birlikte, belli bir kesim var ki, darbe hevesinden hiç vazgeçmemiştir.

 

Türkiye’nin belki de en büyük şansızlığı, içimizdeki İttihatçı kalıntılarıdır. Zamanında Ermeni komitecilerle birlikte hareket ederek 2. Abdülhamit’i devirenler, ülkede özgürlüğün hâkim kılınacağını savunmuş olsalar da, bir süre sonra yaptıkları “sopalı seçimler” ile yönetimi ele geçirmişlerdi. Darbe kültürü bu kitlede hiç eksik olmamıştır.

 

Tek parti döneminin ittihatçıları da, farklı kesimlere yaşama hakkı tanımamış ve baskıyla ülkeyi uzun yıllar yönetmişlerdir.

 

Demokrasiye geçildikten sonraki süreçte de CHP hiçbir zaman demokrat olmamıştır. CHP ve onun arka bahçesi konumundaki askeri-sivil bürokrasi halktan ve onun değerlerinden nefret etmiştir. Bu kitleye yönetimde pay vermek gibi bir yaklaşıma sahip olmamıştır.

 

1960 Darbesinin CHP ve onun uzantısı sol aydınlar tarafından nasıl teşvik edildiğini anlatmaya gerek yoktur sanırım. 27 Mayıs Darbesi, 20 yıl boyunca bayram olarak kutlanmıştır. Kendini ilerici ve modern olarak tanımlayan kitleler, seçilmiş iktidarın devrilmesi ve başta Başbakan olmak üzere bakanların asılmasından büyük bir haz almışlardır.

 

1971 Askeri Muhtırasına giden süreçte de radikal sol ve CHP taraftarı yazar-çizerler darbe çığırtkanlığı yapmışlar ve darbeyi alkışlamışlardı.

 

12 Eylül Darbesine giden süreçte de aynı kitlelerin darbe karşıtı bir söylem ve eylem gerçekleştirmedikleri ortadadır.

 

28 Şubat sürecinde seçilmiş iktidara karşı onca entrika ve dindar kitlelere yapılan zulüm ve baskılarda da bu kitleler ön saflarda yer almaktaydılar.

 

AK Parti iktidarını devirmek adına 367 krizinin arkasında da, bu hukuk tanımaz sözde aydınlar ve CHP çok net bir şekilde yer almıştır.

 

Bütün darbelerin, 15 Temmuz FETÖ darbesi dahil, karşısında durmamış bir CHP ve radikal aydınlar gerçeği ile karşı karşıyayız.

 

Özgür seçimlerin şeffaf bir şekilde yapıldığı bir süreçte ülkeyi Batıya şikâyet eden, yaptırım yapılmasını talep eden, kendi ülkesine düşman bir kitle…

 

Öyle bir düşmanlık ki bu, terör örgütleriyle bile iş birliği yapmaktan çekinmeyecek kadar bu kitleleri körleştirmiştir.

 

Koronavirüs tehdidi ile mücadele verilirken, ülkenin zor duruma düşmesini dört gözle bekleyen bu kitlenin psikolojisi, hükümetin başarılı mücadelesi sonrasında daha da bozuldu.

 

Artık seçimden ümidini kesmiş olsalar gerek. Aksi takdirde bu kadar açık bir şekilde darbe çığırtkanlığı yapmazlardı.

 

Milletin can derdinde olduğu bir süreçte, bizdeki CHP ve bazı radikal sol örgütler ile FETÖ kalıntıları kirli söylemler geliştirmektedir. İnsanları kutuplaştırmak ve darbeye zemin oluşturmak için müthiş bir mücadele veriyorlar.

 

Bu bağlamda önce CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel “Saray Rejiminin sonu geliyor” ifadeleri ile başlayan darbe iması taşıyan ve iktidara yakın bürokratları tehdit eden bir açıklama yapmıştı.

 

Aradan fazla zaman geçmeden, radikal sol yapılarla içli-dışlı olduğu bilinen, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu açıktan darbe çığırtkanlığı yaptı. Halk TV’de yaptığı açıklamada “İktidar iyi bir yere gitmiyor. Bu da önümüzdeki süreçte bir erken seçimle veya başka bir şekilde.. Bu ülkenin gerçekten halkın gözü açıldı.” İfadelerini kullandı.

 

Seçimle veya başka bir şekilde demek hangi anlama gelir? Açık bir şekilde darbe imasında bulunulmuştur.

 

Tam bu konular tartışılırken yine aynı cenahın uzantısı olan bir zat, Ragıp Zarakolu, Arti Mediada “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı yazı kaleme aldı. Bu yazıda Darbecilerin idam ettiği Başbakan Adnan Menderes ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları yanyava verildi. Açık bir şekilde darbe ve idam çağrısında bulunulmuş oldu.

 

Bütün bunlar olurken, CHP’nin çıkıp da darbelerle işi olmadığını söylemesinin bir anlamı yoktur.

 

CHP, genlerine kadar işlemiş olan darbecilikten bir an önce kurtulmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.