Hey, Demokrasiye inanlar ve Demokrasinin yanında olduğunu iddia edenler şunu bilmelidirler ki; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir yavrunun anasından emdiği süt ne kadar temiz ve helal ise o derece temiz ve helal oylarla iş başına gelmiştir.
1946 Yılında yapılan genel seçimde biliyorsunuz, açık oy gizli tasnif sistemi uygulanmıştı. Fakat CHP bu sistemi gayet adaletli bulmuş ve seçimde adaletsizlik var demeyi bile yasaklamıştı. Aynı CHP, 14 Mayıs 1950 seçimlerinin ertesi gününden itibaren “ seçim güvenliği yok “ diye bağırmaya başlamıştı ve hala bağırıyorlar.
Bu olayı DP Milletvekili Samet Ağaoğlu şu şekilde dile getiriyor mecliste: “ Muhterem arkadaşlarım, Halk partisi daha 1950 senesinin 14 Mayısının ertesi gününden itibaren “seçim emniyeti kalmadı” diye feryada başladı. O günden sonra ve şimdi İsmet Paşa, Grup idare heyeti ve Halk Partisi idare heyeti seçimlerde hile yapılırsa sandıkları başınıza kıracağız tehdidiyle dolaşıp durmaktadırlar.”
O gün CHP’nin lideri İsmet Paşa, daha ortada seçim falan yok iken, diyor ki, seçimlerde hile yapmayacağınıza dair söz verin yoksa gideceksiniz, hem de fena gideceksiniz!
Samet Ağaoğlu diyor ki, “ İsmet Paşa iki yıl sonra yapılacak seçimlerde dürüst hareket edeceğinizi, radyoda ve gazetelerde ilan edeceksin yoksa fena gidersiniz diyor. Bu ne demek? Öldürecek misiniz? Yine paşa diyor ki, “ yolsuzluğa teşebbüs edecekler mutlaka perişan olacaklardır.” Ama daha iki sene var seçime…”
CHP’nin Milletvekilleri gittikleri her yerde iktidar partisinin Milletvekillerini ölümle tehdit etmektedirler. Ağaoğlu bu konuda da şunları söylüyor:
“ CHP Milletvekilleri gittikleri kongrelerde, hesap soracağız dedikten sonra şunu da ilave ediyorlar! Samet’in sehpasıyla, Namık’ın (idam) sehpasını yan yana dikeceğiz. Bu ölüm tehditlerine cevabımız şudur…”
CHP İSMET İNÖNÜNÜN İFADESİYLE BİR DARBELER PARTİSİDİR.
İnönü bu konuda şunları söylüyor Millet Meclisinde: “Biz ihtilalden yetişmiş insanlarız… Bizim geldiğimiz yolu teferruatıyla bilirsiniz. Biz ihtilalden gelmiş bir nesiliz. Meşrutiyet ihtilalinden geldik. Cumhuriyet ihtilaline yöneldik. En son Cumhuriyet ihtilalinden demokratik rejime geçinceye kadar çok zahmet çektik…”
Şimdi arkadaşlar, şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır. Fakat ihtilal bir millet hayatının asla arzu etmeyeceği, çetin ve tehlikeli bir ameliyattır.”
Osman Kavrakoğlu, Demokrat Parti Rize Milletvekili CHP’nin ilerde yapılacağını ileri sürdüğü seçim hileleri için şunları söylüyor: “ Demokrat Parti bir yavrunun anasından emdiği süt ne kadar temiz ve helal ise o derece temiz ve helal reylerle iş başına gelmiştir…
Halk Partisi lideri beni diyor mahkemeye verin…
Sonra sen hangi hâkimin hükmüne inandın da ne yüzle gelip beni hâkime sevk edin diyorsun, Sen aleyhinde hüküm verdikçe hâkimleri teşhirden çekinmeyen paşamız değil misin? “
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da yargıda istemediği kararlar çıkınca, o kararı veren hâkim, savcıları hedef alan açıklamalar yapıyor. Bunu her seferinde sistematik bir şekilde yapan Kılıçdaroğlu, en ağır ifadelerle yargıyı yıpratıcı ifadeler kullanıyor. Ama 28 Şubat’ın savcıları, hâkimleri hakkında tek bir laf ettiğini duymadık.
Osman Kavrakoğlu devamla:
“Yüz kere, bin kere söyledik, ne kadromuzda ne saflarımızda rey hırsızlığına tenezzül edecek kimse vardır. Milletin namusu gibi muhterem saydığımız reylerine el uzatmak şerefsizliğini en büyük ahlaksızlık sayıyoruz. “
İsmet Paşa ömründe bir defa bile milletin helal reyleriyle bir saniye bile iktidar sürmemiş bir talihsizdir. Onun için bizi rey çalıcı zannediyor. CHP lideri, Hakkında milletçe verilmiş ağır hükümlerin gayzı, kini içerisinde konuşuyor.”
CHP’liler günümüzde de 70 yıl önceki CHP’nin söylediklerini söylüyorlar. Yüksek Seçim Kurulunu yıpratmaya çalışıyorlar. Aynen İnönü’nün yaptığı gibi şimdiden yenilgilerine kılıf hazırlamaya çalışıyorlar. CHP kurulduğu günden beri aynı yolu takip etmektedir. Hiç değişmediler, değişmeyeceklerdir. Garip olan şu ki, ülkeyi değiştiren kadroların içinden çıkan bir takım kimselerde CHP’nin yanında yer almışlardır. CHP’ halkın oylarıyla hiçbir zaman iktidar olmadı.
CHP liler ve yanındakiler şunları görmüyorlar mı?
AK partinin muazzam bir teşkilat yapısı vardır.
Siz Ak Parti’nin Meclisteki ekseriyetini seçen milyonlarca seçmenin bu milletin bizzat kendisini teşkil ettiğini bilmiyor musunuz?
AK parti liderine gittiği her yerde milletçe gösterilen muhabbetten, sevgiden habersiz misiniz? Yüz binlerin Cumhurbaşkanı’nı nasıl bağrına bastığını görmüyor musunuz?
Söyler misiniz? Dünyanın neresinde böyle çoğunluğa sahip bir iktidar var? Dünya’nın neresindeki başka bir partide Ak Parti’nin başındaki Reis kadar sevilen bir lider vardır? Bütün bu hakikatler karşısında sizler insafsızca ülkenin tarumar edildiğinden söz etmektesiniz.
Batı cephesinde değişen bir şey yok. İlan ettikleri bu mutabakat Batının bizden istediklerinin özetidir. Batıcı küreselci kesimin görüşleri mutabakat metninde yer almış.
CHP’nin yıllarca ülkeyi Ankara ya sıkıştırdığı gibi, bu mutabakat metninden anlaşılanda ülkenin Ankara’ya sıkıştırılması ve devletin bütün yatırımlarının yeniden gözden geçirilmesi ve durdurulmasını gaye edinmiştir. Bu mutabakat metnin de durduracağız, yıkacağız, yargılayacağız gibi kelimeler çokça yer almaktadır. Bu metin batıya verilecek tavizlerin mutabakatından başka bir şey değildir.
