Aslında çok farklı şeyler yazmak istiyordum. CHP’yi yazmaktan çok da zevk aldığı söylenemez. Lakin CHP’ye herkesin, özellikle de yazıp çizenlerin minnettar olması gerekir. Yazacak o kadar çok malzeme sağlıyorlar ki…
Eğlence ve sinema sektörü için de CHP’nin katkısını saymakla bitiremeyiz: Trajedisinden, komedisine, entrikasından kurgu filmine kadar ne arasan var. Türk dizi sektörünün dünya çapında edinmiş olduğu başarının altındaki ilham kaynağı de muhtemelen CHP’dir.
İşin içinde CHP varsa, bu da olur mu sorusu anlamsızlaşır. İmkânsızın hayat bulmuş halidir CHP. İyi bir sanatçı gibidir CHP; her role ve kılığa bürünebilmekte, daha da ötesi özdeşleşebilmektedir. Aslında tek bir CHP olduğunu söylemekte haksızlık olur. Kendi içinde tezat renkleri buluşturmada çok mahirdir.
Gelelim gündemimizdeki tiyatroya….
Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı adayı gösterildiği halde, milletvekili seçimlerinde hemen bütün ekibi tasfiye edildi.
CHP’nin amiral gemisi Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan “Saray’da Erdoğan ile görüşen CHP’li” başlıklı bir köşe yazısı yazdı. Bu yazıda Saray’da yapılan görüşme ile CHP’nin başına birinin geçirilmesi planlandığı üzerinde duruluyordu. Bu yolla, söz konusu kişi Sarayın adamı olarak lanse edilmekte ve saf dışı bırakılmaktaydı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktığı FOX TV’de (Komplonun kanalında komployu inşa etmek istemiş anlaşılan) CHP’ye bir saray komplosu olduğunu ve kimin bu toplantıya gittiğini bildiğini ama ismini açıklayamayacağını söyledi.
Odatv’ye yaptığı açıklamada ise Rahmi Turan, haberin kaynağının Talat Atilla olduğunu söyledi. Talat Atilla ise yazdığı yazıda, kendisine bilginin bir CHP’liden geldiğini belirtti. Görüşmenin 9 Kasımda gece 1.15’de gerçekleştiğini belirtmekle yetinmeyerek, saraya hangi plakalı araçlarla giriş ve çıkış yapıldığına varıncaya kadar ayrıntılı bilgiye sahip olduğunu belirtti ve plakaları kamuoyuyla paylaştı. Lakin yapılan açıklamalarda söz konusu plakalarda araçların Saraya girmediği, daha da ötesi söz konusu plakaların mevcut olmadığı belirtilmekteydi. Nereden tutsanız elinizde kalıyor.
Muharrem ince, kendisinin Saraya gittiği yönündeki iddia ispatlanırsa Taksim Meydanı’nda kendini yakacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı bir konuşmada, görüşmeyi yalanlayarak, eğer ispat edilirse istifa edeceğini ama aksi durumda Kılıçdaroğlu’nun da parti başkanlığından istifa etmesi gerektiğini belirtti.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak Twitter’da “Sarayın CHP’ye kurmaya çalıştığı kumpasın değirmenine hiç bir partilimizin su taşımaması ve sakin olmamız gereken günlerdeyiz. Sarayın bu operasyonla milletimizin gerçek gündemini karartma çabası boşa çıkacak, milletimizin partimize olan teveccühü daha da artacaktır” şeklinde bir açıklama paylaşarak, Cumhurbaşkanını karalamaya devam ediyor.
Muharrem İnce CHP içinde yıllarını vermiş olan, CHP’li kimliği tartışılamayacak birisidir. Kemalist-ulusalcı çizgisi tartışma götürmez. Parti içindeki farklı bölücü yapılarla arasında bir mesafeyi korumayı başarmıştır.
Cumhurbaşkanı adayı gösterildiğinde, erimekte olan CHP’ye ciddi bir başarı kazandırdı. İyi Parti’nin lehine esen rüzgarın terse dönmesini sağladı. Aldığı başarılı sonuca rağmen defteri dürülmeye çalışıldı. Bu seviyede oy alamayacağı ümidi ile aday gösterildiğini söylemek de sanırım abartılı bir yaklaşım olmayacaktır.
Seçim akşamı ortaya birçok gerçek dışı haber yayıldı. Bu iddiaları yayanlar CHP içindeki bir gruptu. Muharrem İnce’nin bir sonraki dönemde de Cumhurbaşkanı adayı olacağını belirtmesi ve CHP Kurultayındaki adaylık ihtimali üzerine böyle bir komplo kuruldu.
CHP, Genel Merkez kontrollü komplolarla uğraşmaktan, halkın sorunlarına olan duyarlılığını geliştirmeye vakit bulamıyor. Adalet ve liyakat sanırım CHP açısından retorikten öte bir anlam ifade etmiyor. Önce kendi içindekilere adil olacaksın, sonrasına Allah kerim…
