Deniz Gezmiş’in yükselen sesiyle Amerikalılara karşı büyük akın başlar.
“Akın var akın/Güneşin zaptı yakın…”
Amerikalılara akın düzenleyen 68 kuşağı artık ABD’de seçilen başkanı kutlar oldular.
“Ağabeyim Deniz” diye döktürenler, ABD bayrağına sarılıp fotoğraflar çektirdiler.
Sol aslına dönüyor. Aslı neydi? Bezmi-Âlem Vâlide Sultan Câmii’nin üzerinde “welcome” yazan mahyalar asıp ABD filosuna tazimler sunmaktı.
Sonra ne oldu? “Defol Amerika” afişleri yazılmaya başlandı. İşte bunlar kandırmaca imiş…
Biz Gençleri Kandırdık. “Biz, ne Marksist-Leninist, ne de şuyduk, buyduk; biz Amerikan emperyalistlerine ve devlete alet olduk.” Ertuğrul Kürkçü ifadelerinde açık açık böyle söylüyor: “Gençleri kandırdık” diyor.
6. Filo, kibirli ve mütecaviz Amerikan emperyalizmine sol gençliğin itirazının yegâne simgesi haline gelir 1968’de.
Amerika’nın askerlerine karşı, İstanbul Dolmabahçe’de akın başlatanlar solcu parlamenterlerin bulunduğu meclisin oyları ile asılırlar. Bir kez daha kandırıldıklarını anlarlar ama bedeli ağır bir kandırmacadır bu.
ABD çelengini yakanlar, Amerika’nın çelengine bile tahammül edemeyen solcular şimdi ABD’den medet ummaya başladılar.
1967 Haziran ayında 6. Filonun gelişini solcular protesto ederler ve Etrafı birkaç saf polisle çevrilmiş Taksim anıtına konan ABD çelengini yakarlar. Bir süre sonra bir daha gelir Amerikalılar ve ilk olarak o zaman 1968’de Dolmabahçe’de denize dökülürler ve Amerikan cominleri arkadaşları tarafından denizden toplanırlar.
Harun Karadeniz ilk defa sosyalist kelimesini Üniversiteye sokmakla övünür ve
”Türkiye’nin tam bağımsız olduğuna inanmıyoruz ve onun için de bayrakları yarıya kadar çekiyoruz” diyerek ABD’ nin değil, başkanın bir gemisine bile tahammülü olmadığını ifade eder ve bayrağı yarıya indirir. Bu bir yas alametidir.
Bu gün ABD başkanını kutlayıp ondan iktidar olmak için yardım bekleyenler için de flamalarını yarıya indirmelerinin zamanıdır.
Eskiden solcular “kahrolsun Amerika yaşasın bağımsız Türkiye” derdi. Bugün devlete katil diyen bir takım solcular, iş Amerika’ya geldiğinde tek eleştiri yapmıyor. Amerika’nın en büyük başarısı solu bitirip sahtesini yaratmak oldu.
Tarih 4 Mart 1971 saat 00.15… CIA ajanı 4 ABD’li Astsubay Deniz Gezmiş ve ekibi tarafından Gölbaşı Ahlatlıbel’deki radar üssünden çıkan Amerikalı askerler Başçavuş Jimie Sexton, erler Larry Heavner kaçırılıyor. Amerika’ya karşı bütün şiddetiyle devam eden sol protestolardan nasıl oldu da, ABD sever bir sola gelindi.
Bakanlık Vaad Edilen Gençlik
O zaman bu gençleri kandıranlar şimdi gerçek yüzleri ile ortadalar. Neler vaad etmediler o ABD düşmanı gençlere… Bakanlık bile vaat ettiler!
Deniz Gezmiş’in bakan olması söylentileri üzerine Doğu Perinçek’in açıklamaları: “ Bu rivayet var ama yalan. Şöyle yalan; onları okşamak için çıkartılan rivayetler. Türkiyede öyle bir darbe olduğu zaman o Denizlerin falan canına okuyacaklardı.”
O zaman ABD karşıtlarına bakanlık vaad ediliyordu ve yalan söylüyorlardı. Şimdi doğru söylüyorlar. Mahir ve arkadaşları ABD emperyalizminin ülkemizdeki uzantılarını kaçırdıkları için öldürülüyordu. Ve solcular tarafından Kızıldere Marşları besteleniyordu; marşları besteleyenler, okuyanlar şimdi ABD’nin safında. Kızılderede 11 kişiden bir tanesi sağ kaldı. O da gençliği kandırdıklarını itiraf etti ve ABD’nin safında yerini aldı. Avrupa topluluğundan da milyonlarca euro ödül aldı.
1968’in hukukçularından Ali Rıza Özderya “Deniz gezmiş bir kahramandır” derdi. “Fakat komünist bir kahramandır. Amerikan ve İsrail düşmanıydılar. Fakat yaşadıkları sürece onlara hizmet ettiler” derdi. Yine Mahir Çayan da, Prof. Dr. Mahir Kaynak da Emperyalistlere hizmet etti derdi.
Deniz Gezmiş Filistin’den çok memnundur. Hatta kendisini ölüm paranoyası sardığından Filistin’e gitmek istemişti, zaten Filistin’e kaçarken yakalandı ve asıldı.
Denizi ve Mahiri unutmayacaklarını söyleyenler, onlara methiyeler dizenler, nasıl oluyor da onların canlarını feda etmeyi göze aldıkları Filistin’i, Siyonistlere peşkeş çekeceğini ilan eden bir adamı daha seçilip seçilmediği belli olmadan kutlarlar. Yalan yalan şarkıları da bestelediler.
Hulasa-ı Kelam
Emperyalizme karşı olduğunu iddia eden gençlerimiz tarihten ibret alsınlar ve bir daha tarih tekerrür etmesin, kandırılmasınlar. Bu sefer kastedilen, birkaç gencin kanı ve canı değil, bütün bir devlettir, millettir. Kuş tüyü yastıklarda pembe rüya görenler, Anyayı konyayı anladıklarında artık üstüne de varamadılar, siz de varamayacaksınız. Uyan kardeş uyan!..
